Bir haftalık tatil sürecinden sonra ,Eskişehir’e dönüş..

Gidişin en güzel yanı tekrar Eskişehir’e dönmekmiş.

Dinlendiniz mi diye sorsanız eveyyamu bahur sıcaklarına denk geldik

47 dereceyi gördüm..

İnsanları nefes alamayacak hale geliyorsun. Rüzgârı bile kavurucu oluyor.

Deniz desen sıcak. Kum yakıyor, basamıyorsun.

Her zaman eylülün ilk haftasına giderdik ama bu kez temmuz ayında oldu.

Eylül ayı en güzeli..

Daha da ısınan havanın etkilerini orman yangınlarının ülkemizin her tarafında çıkması, akciğerlerimizin nasıl yandığını haberlerde izledik.

Ciğerlerimiz yanıyordu sanki.

Demek ki bu konuda bir arpa boyu yol alamamışız. İşi hamasi nutuklarla idare ediyoruz.

Sorumlusu kim?

Elbette iktidar..

Sadece itibardan tasarruf etsek, hacıya gedenlerden elde edilen gelirleri AFAD sistemine aktarsak yeterde artar bile?

Mesele akıl ve liyakat.

Bizde hak getire.

Akıl, mantık, bilim denildiğinde tüyleri diken diken, oluyorlar.

İşi yağmur yağsın, dualarıyla çözmeye çalışıyoruz..

Defalarca yazdık ve TV programlarında dile getirdik, söyledik.

AFAD BAKANLIĞINA İHTİYAÇ VAR..

AFAD bakanlık seviyesinde örgütlenmeli, çok ciddi bir AFAD müdahale teknoloji ile donatılmış bir ordusu kurulmalı..

teknik ve ilk müdahale sistemi kurulmalı..

En azından Diyanet başkanlığına ayrılan ödenek kadar bütçe ayrılmalı..

Bir taraftan da bu bölgelere göz diken madenciler ve rant çeteler var ya. Çok ciddi yasalar düzenlemeler ihtiyaç var. Deprem ve sel baskınlarını da unutmayalım.

Çünkü bu mesele Türkiye’nin BEKA sorunudur.

Nasıl olsa yasada çıktı.

Artık ÇED raporuna bile gerek kalmayacak.

Ne yazık ki durum bu.

OTELLER FULL DOLU..

Gittiğimiz otel full doluydu. Bir taraftan hava alanından gelen kafileler, bir taraftan ülkelerine döneneler. Otelin döner kapısı sürekli faal halde..

Doluluk oranına zirveye ulaşmış durumda.% 95 yabancı..

Almanlar ve Ruslar ilk sıralarda..

Oh ne güzel..

Lüküs hayat..

Almanya’dan gelen bir Türk 3.nesilden..

Abi diyor bize çok ucuza geliyor..

Bir haftalık maliyeti 4 kişilik 3 bin avro..

3 tane de çocukları var. Maşallah onlardan ücret almıyorlar..

Maşallah sanki harptan çıkmışlar gibi yemeklere saldırıyorlar..

Kısacası adamlara neredeyse bedavaya geliyor..

Birçok emekli de maşallah tatile gelmişler.

Onlara sordum? Sizde emeklilik yılı var mı diye?

Dedi ki bizde seyahat edeceksen bildireceksin ilgili sosyal güvenlik kurumuna. Zaten hemen her vatandaşın dünyanın her yerinde geçerli pasaportu var. Sonra tur operatörü sana belge veriyorlarmış. 65 yaş ve üstü ise kişi başına bin avro karşılıksız para veriyormuş.

Vay anasına be dedim..

Kendi yerli ve milli emeklilerimiz emekliler yılında ne yurtlarda nede pansiyonda bile kalamazlar aldıkları maaşla.

Cepte para yok ki

Emekliler de banka kredisi çekip tatile gitmesinler..

Aslında doğruyu dile getirmiş ama yanlış anlaşılmış. Aslında emekli şapka giydiriyor kredi kartlarıyla ..

Efendim siyasette de eyyam-ı bahur sıcakları hiç bitmeyecek..

Nasıl olsa döndük. Onu da yazarız.


Günün Fıkrası (Biraz Gülelim) / Temel'in Bodrum tatili


Bir ülkenin başına gelebilecek en büyük felaket; Para ve lükse doymayan sonradan görmelerin iktidara gelmesidir.

Çaterelli..