TUSİAD yaşam belirtisi gösterdi!            

Söylemleri çok konuşuldu, tartışıldı. Yüksek istişare Başkanı Ömer Araz ihraç edilen teğmenleri Ayşe Barım soruşturmasını, tutuklananları, gözaltları operasyonlarını anlattı. AKP iktidarını da sert bir dille eleştirdi 

Grand Kartal otel' deki bu yangını hatırlattı. Bir yangından 78 kişi ölmez. Ölüyorsa nedeni usulüne uygun yapılmayan binalar ve denetimsizlik, çöken bir sistemdir deyince AKP’ de kıyamet koptu.

 Aynı şekilde, TÜSİAD başkanı Orhan Turan’ da suç örgütü kurmak artık şirket kurmaktan daha kolay oldu. Sanayici de işveren de, çalışan da herkes mutsuz dedi. 

Sen böyle bir lafı nasıl söylersin? 

AKP kanadından çok fazla tepki geldi ve herkesi bir anda darbeci ilan ettiler. Zaten AKP işin kolayını buldu. Ya iltisaklısın, yada hainsin..

Muhakkak bir kulp bulurlar.

TÜSİAD’ da yaşıyormuş demek ki? Ya Sendikalar?

Memur sendikalarından bahsetmiyorum. Onlar ekonomik değer olarak bir şey üretmiyorlar ki?

Onlar genel bütçeden pay alıyorlar. Aldıkları da halkın sırtından toplanan vergiler.

Bahsettiğim işçi sınıfı. Endüstriyel, ekonomik alanlarda katma değer üreten, fayda sağlayan sektörlerde çalışanların örgütlendiği sendikalar.

Çünkü ekonomik üretimi sadece işçiler, köylüler yapar. Diğerleri on dönüm bostan hesabı.

O halde nerede bu işçi sınıfının sendikaları.

Yoklar! 

Neden? 

Çünkü hepsi sendika ağası oldular da ondan. Sendikacı oligarkların ses ne zaman çıkacak?

Çıkamaz. Nedeni belli.

PATRONLAR KULÜBÜ KONUŞTU..

Çok uzun bir aradan sonra patronlar kulübü ekonomik gidişatla ilgili  bir iki kelam ettiler..

Vay! Sen misin eden.

Neden kızıyorum! Yahu ülke adım adım uçuruma sürüklenirken, ormanlar cayır cayır yanarken, güzel kıyılarımız da mantar gibi kaçak yapılar endam ederken, her gün onlarca kaçak içki yüzünden ölüme giderken, ne kadar sahte gıda ve zehir içeren ürün ve tüketim maddeleri marketlerin raflarında yer alırken, siyasette al gülüm ver gülümler olurken, ülkenin doğal kaynakları yağma edilirken, sesinizi neden çıkarmadınız?

Aman dediniz bize dokunmayan…

Ohh! oh. İşleriniz o zaman kekâydı. Ne güzel krediler alıyordunuz. KKM hesaplarınız güvencedeydi..

Birçok vergilerden muafiyetleriniz vardı. Teşvikler alıyordunuz..

Keyfimiz aman bozulmasın diyordunuz.

Göbeğinizi kaşıyordunuz. Arkadaşlarınıza, kaşı göbeğini kaşı diye öğüt veriyordunuz..

Birden ne oldu. Vahyi mi geldi

Ne oldu büle büle..

Halkın alın terlerine çökenler siz değil miydiniz? Vallahi sizlerin yatacak yeriniz yok.

O zamanlar, haklar bir bir yok edilirken, ifade özgürlüğünün kullananlar, iktidarı eleştirdiler diye tutuklananlar, gözaltına alınırken sesiniz neden çıkmıyordu?

Ne diyordunuz o zaman? Kendi işimize bakalım. Aman iktidarın gadrine uğramayalım.  Aman işlerimizi iktidar nezdinde rahat rahat işimizi yapalım. İhalelerimizi alalım,  cumhurbaşkanıyla aramızı bozmayalım, zenginliğimize zenginlik katalım, servetimiz arttıralım demiyor muydunuz?

Ne diyor türedi zenginler. Allah verdi diyorlar.

4 ŞUBAT'TA BİR YASA GEÇTİ…

Devlet iktidar hiçbir yargı kararına ihtiyaç duymadan bir şirketin mal varlığının aklanması ve terörizmle ilişkisi var diyerek, o şirketi 5 yıllığına sorgusuz sualsiz TMFS’ ye el koyma yetkisi veriyor. Yani kayyum atanabiliyor o şirkete…

Muhtemelen bu yasayla beraber iş artık kendilerine kadar geldiğini fark ettiler. Anladığım kadarıyla böyle bir ses çıkarıyorlar. Yetmez ama Evet öyle diyeyim, yani sıra bize geldi…

Evet, sıra bize geldi diyorsunuz artık. İdrak etme faslı biraz uzun sürdü ama burası Türkiye. 

Bugün de olsa konuşmuş olmaları, eleştirmiş olmaları seslerini yükseltmiş olmaları, itiraz etmeleri de önemli bir şey.

Hiç bir şey demeseler bile, bir şeyler demişlerdir. Keşke Sarı öküz verilirken boz öküzü dinleseydiniz.

SARI ÖKÜZÜN HİKÂYESİ


Eski zamanların birinde bir otlakta öküz sürüsü yaşarmış.
Ama civardaki aslanlar bir türlü rahat bırakmazlarmış onları.
Hemen her gün saldırırlarmış bu sürüye.
Öküz dediğin öyle yabana atılır bir hayvan değil ki,
Bir araya toplandılar mı kolayca defetmesini bilirlermiş o koca aslanları.
Gün geçtikçe aslanları almış bir kaygı.
"Herhalde bize bu otlağı terk etmek düşüyor" demiş aslanlardan birisi.
"Nereye gideriz" diye düşünürlerken.
"Bir dakika" diye bir ses duymuşlar
Sürünün en çelimsiz, ama kurnaz mı kurnaz bir ferdi olan topal aslanmış söze atılan.
"Hayır" demiş, "Hiçbir yere gitmiyoruz.
Siz bana bırakın, ben hallederim bu işi."
Topal aslan elinde beyaz bayrak gitmiş öküzlerin yanına.
Topal aslan "Saygıdeğer öküz efendiler" diye başlamış lafa:
"Bugün buraya sizden özür dilemek için geldik. Evet, size defalarca saldırdık, ama niye biliyor musunuz? Hep o sizin aranızdaki sarı öküz yüzünden. Verin onu bize, siz de kurtulun biz de barış içinde yaşayalım!.."
Boz öküz, diğer önde gelenlerle görüşmek üzere geri çekilmiş.
Hepsi de sıcak bakmışlar bu teklife.
Bir tek yaşlı benekli öküz "olmaz" demiş ama kimseye dinletememiş sözünü.
Zavallı sarı öküz teslim edilmiş aslanlara.
Bütün sürünün selameti için bir öküz feda edilmiş.
Gerçekten de günlerce sürüye saldıran olmamış.
Ama aslan milleti bu, ne kadar sabreder ki? Hele öküz etinin tadını aldıktan sonra.
"Acıktık" demişler
Topal aslan boz öküzün yanına giderek "Selam" diye girmiş söze:
"Gördünüz ya biz aslanlar ne denli uysal milletiz. Ama büyük bir problemimiz var!.."
"Nedir?" demiş boz öküz…
"Şu sizin uzun kuyruklu öküz"  var ya. Bize sürekli kuyruk sallıyor. Bizi kışkırtıyor demiş topal aslan ve devam etmiş:
"Gelin verin onu bize bu mevzuyu burada kapatalım. Eskisi gibi barış ve huzur içinde iki taraf da hayatını sürdürsün."

 

Boz öküz yine istişare yapmış sürünün ulularıyla.
Yine sadece benekli öküz olmuş karşı çıkan.
Hepsi de "Verelim gitsin" demişler.
Tekrar tekrar yinelenmiş bu olanlar.
Her geçen gün aslanlar daha da güçlenmişler.
Öküzlerse her geçen gün daha da zayıflamışlar
Aslanlar küstahlaştıkça küstahlaşıyorlarmış.
Artık bir sebep bile söyleme gereği duymuyorlarmış.
"Verin bize şu öküzü sonra karışmayız" derlermiş sadece.
Zavallı öküzlerin "Hayır" diyebilecek güçleri kalmamış.

 

Boz öküz de aralarında olmak üzere birkaçı kalmış en sona.
"Ne oldu bize, ne zaman kaybettik bu savaşı aslanlara karşı, oysa ne kadarda güçlüydük?" diye sormuş biri boz öküze.
"Biz" demiş boz öküz, gözleri nemli ve sesi pişmanlıkla titreyerek,
"Sarı Öküz' ü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı!.." 

kıssadan hisse..

Ne anladıysanız o dur..

Günün sözü

Bir şey yapmak isterseniz bir yolunu bulursunuz, istemezseniz de bir bahane bulursunuz

 JİM RON