Ekonomik enkaz altında inim nim inliyorlar..

Güçlü aile güçlü yarınlar, güçlü Türkiye' söyleminden elde kalan derin yoksulluk var.

Aileler harap.

Açlık, sefalet ve eğitimsizlik hepsi bir arada..

'Güçlü aile güçlü yarınlar, güçlü Türkiye' söyleminden elde kalan: Aileler harap

Birkaç gün öncesi uluslararası aile günüydü.

TÜİK verileri yayımlandı. Araştırma da ciddi veriler var. Türkiye'de aileler sağlıksız evlerde, yoksulluk içinde yaşıyor.

Bilinmeyen bir şey değil.

Sayın cumhurbaşkanımız bu yılı aile yılı ilan edilmişti.

Amma ve lakin aileler yeterli gıda ile beslenemiyorlar. Gıdaya ulaşamıyorlar. Aileler kırsal alanda emek gücünü oluştururken mecburen çocuklar da çalıştırılıyor.

Diğer sorunlar ve insanların yaşadıkları dramlarla dolu. Bunları haberlerden izliyoruz..

Kadınlar köle, eşleri köle deposu halinde sermaye sınıfına hizmet ediyor. 

Peki kadınlar? Onlara rol biçilmiş. Kuluçkamakinesi. Evde oturup diz kıracak, en az 3 tane çocuk doğuracaklar. Hayata geçirilmeye çalışılan düzenlemelerse, aileleri kaderini değiştirmek değil sermaye sınıfı için ucuz işçi deposuna ve kula çevirmeyi hedefliyor.

TÜİK'in aile araştırmasına göre, her 3 haneden 1'i sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveli evlerde yaşıyor.

Her 4 geniş aileden 1'i geçen yıl 9 bin liralık eş değer gelirle feci yoksulluk altında yaşadı.

25-29 yaş arası hiç evlenmemiş 2.5 milyon kişi, ev açamadığı için ebeveynleri ile yaşıyor.

Nurettin Yıldız ne demişti. Kızlar 6-7 yaşında evlenebilir?

Aile yılında bizlere şükredin diyor.

YOBAZ BİR ZİHNİYET.

6 yaşındaki çocuk evlenebilir demenin kendisi suç iken, bu suçu işleyen neden Boğaziçi Üniversitesi’ne çağrılır?

Anlayan var mı?

Bu suçu işleyen neden yüzlerce polis tarafından korunur?

Neden yüze yakın genç, bu suçu işleyeni, üniversitesinde yapılan bu “etkinliği” protesto ederken biber gazıyla müdahale edilerek, darp edilerek, ters kelepçe takılarak gözaltına alınır? Ve bu yazıyı yazdığım dakikalarda bu suçu işleyeni protesto ettiği, Anayasal ve demokratik haklarını kullandığı için on beş genç neden tutuklamaya sevk edilir?

Nureddin Yıldız “vakası” münferit mi, ideolojik mi?

Sanki özel yetkili reddiyeci. TambirArapçı. Söylediklerininİslam’la falan hiç ilgisi yok.

Söyledikleri, yazdıkları saçma sapan akıl dışı Tipik bir emevici. Bu kültürlenmeyi ithal etmiş, dinbaz sınıfından...Bunlar selefi akımından geliyor.. Kendisini ulemadan sanıyor.

Şimdi de cüppeli Ahmet’ le kapışıyor. Onun yazdıklarının hepsiniredediyor. Bunlar selefi.

Akılla, felsefe, mantıkla konuşmak yok. Hemen zındık ilan ederler sizi.

Peki, mesleği nedir?

En geçerli ticaret din. Mesleği ise dinci palavralar atmak. Çok dikkat ettim. Bir daha, bi daha dinledim.

Şu kanaate vardım. Bu tipler oldukça insanlar daha çok dinden imandan çıkarlar.Anlattıklarının bir çoğu kanıtları olmayan Arapçı masallar ve İsrailiyattan alıntılar.

Onun için tavsiyem Kuran’ı okumak tilavetini okumak değildir. Veya güzel sesle gazel okur gibi tilavetini okumak hiç değildir.

Mesele onu anlamak ve emir ve yasaklarını kavramak.

Ancak kuru kuruya meal okumak da bir şey ifade etmiyor.

İşe Aristo’dan başlayın. Hammurabiye ve sonra Fazıl’a gelirsiniz.

En son Şaban Ali Dürüst ile noktayı koyarsınız.

Varoluş Sancısı

Üstad Nef-i;

"gam çekme hakîkatde eğer ârif isen
farz eyle ki el'ân yine âlem yoğ imiş..." demiş. Kime? 

O halde düşünüyorum. Öyleyse varım!