Diplomaya çok önem veren bir toplum olduk. Neden? Çünkü diploma iş güç sahibi olması anlamını taşıyordu.
Babalar, anneler çocuklarını okutabilmek için kendilerini feda ettiler..
Kimi güzel üniversitelerde okudu iş güç sahibi oldu. Yeni yaşamlarını kurdular.
Kimisi de hayal kırıklığına uğradı..
Ah bir diplomam olsa. İç unutmam AKP’nin kuruluş yıllarında bir sevdiğim AKP’li dostum şöyle demişti; sendeki bu diplomalar bende olsa var ya dedi.
Ne olacakmış dedim? Hiç olmasam da milletvekili olurdum..
Meseleye bakış açıları böyle. Okumuş olmak, kavramak değil de içlerinde kalmış..
Bozuk düzenin yaşam algıları böyle insanları yetiştirmiş. Ha şunu da söyleyeyim her okuyan, her diploma sahibi olanlar adam mı sanıyorsun?
Elbette değil..
Diplomaya bu kadar önem vermek neredeyse magazinleşti.. Herkesin bir diploması olsun diye mezralara bile sözde tüksek okullar açıldı. Sonuç kâğıt parçalarını diploma zannettiler.
İçi boş, hiç bir ile yaramayan ve gençleri kandıran bu sistem siyasal olarak rant haline geldi ve AKP bunu meydanlarda propaganda olarak kullandı. Ve sonuç belli ev genci.
Gençler umutsuz.
Babaları ve anneleri hayal kırıklığı yaşıyor.
Hırsızlığın, rüşvetin, ahlaksızlığın zirve yaptığı böyle bir dönem hiç yaşanmadı.
Politika yapanlar vatandaşın gözünde hızla itibar kaybederken ülke skandallarla sarsılıyor.
Toplum dumura uğramış durumda… Hiç böyle bir dönem yaşanmadı.
Diploma her şey değil ama kuşkusuz birçok eksiği de kapatan bir giysi.
Ama doğru düzgün giyilmesi gerekiyor.
Eğer sahibi, üzerine adam gibi giyememiş ise, her kusuru örtemiyor diploma.
Sadece duvara asılı varak çerçeve içinde bir kağıt parçası olarak kalıyor..
Neden bunlar oluyor?
Çok basit ahlaksız bir toplum olduk.
İlk önce adalet sitemi çökertildi. Bütün kurumlarda bir çürüme ve domino etkisi ile kaos yaşanıyor.
Hele FETÖ borsasının ardından şimdi de de İstanbul borsası çıktı. İddialar öyle yenilir yutulur cinsten değil. İçinde avukatlar, kuryeler, savcılar, hâkimlerde iddialar arasında yer almış durumda.
Peki, yargı ne yapıyor?
Bu sistem çürümüşlük devam ediyor. Her makama oturanın bir dokunulmazlıkları var.
Adalet bakanımız var ya. Adalet saraylarımızda var. Saraylarda adalet arıyoruz.
Şunu kavrayamadık. Mesele “adam” olabilmektir!
Kaht-ı- rical.. Yani adam kıtlığı var bu memleketin..
diploması olanda var diplomasızları da..
Tıpkı toplumda olduğu gibi. Yani birleşik kaplar meselesi.
Türkiye'de her şey sahtekârlık üzerine kurulmuş bir sarmalın içindeyiz.
Bakıyorsun aynı şeyi her yerde görüyorsun. Bu ülkede sahte diplomalar la insanlar çıktılar değil mi?
Bu günün sorunu değil ki…konu sistemin açıkları var ve bundan faydalananlar var..
Yani politik bir tercih..
Yakalasan ne olur?
Sistem denetim dışı olduktan sonra..
Yani sistem açığı var….
Din, Vicdan falan bitmiş. Çürüme öyle bir noktada? Anlatamam.
Çürümenin ideolojisi falan yok.
Vallahi alnı secdeye giden insan da, tarikatçısı da, Atatürk rozeti taşıyan da, kendisine çok milliyetçiyim diyende, bozkurt işareti yapanda, sosyal demokratım, sosyalistim diyen de, demesi sorun değil artık. Yaptıklarına Bakın.
Eğer bu ülkede birisi Kul hakkına, kamu hakkına uzanmışsın ideolojisi ne olursa olsun o adam bitiktir.
Bunun ötesi yok. Haramı helale nasıl çevirim numaraları var.
Öbürü bakıyor AK Parti bunu yapmıştı, o zaman biz neden yapmayalım.
Dönüyor sonrasında da meşhur meselesi çıkıyor. Herke ahlak konusunda fetva veriyor.
Çürümüşlük sarmalı her yere bulaşmış durumda.
Bunu yapanlar ahlaksızlık yaptıklarını biliyorlar. Zırvalıyorlar işte.
O nedenle ben Israrla söylüyorum. Bu ülkede ideolojik değil bir ahlak problemi var.
Sapla saman birbirine karıştırılınca artık memleketi troller yönetiyor. Yoksa 5 dakikada sahte diplomamı hazırlanırmış.
Son söz ..adamın suratından diploması anlaşılır. Çünkü rabbiyesiri gitmiş adamdan memlekete hiçbir fayda gelmez.
Bu gün diploma satan, yarın LOZANI’ da satar..
Maazallah 5 dakikada sevr-i horlatırlar..
SENİ İKİ ŞEY ANLATIR.
Hiçbir şey yokken gösterdiğin sabır, her şeyin varken sergilediğin tavır.