Geçtiğimiz haftalarda en çok tartışılan konuların başında kat artırımları geliyordu.
Gazete manşetlerine damgasını vurmuştu.
AK Parti'nin Tepebaşı Belediye meclis gurubu, geçtiğimiz dönemde Yeşiltepe, Şarhöyük, Fevzi çakmak mahallesinde kat artırımı için önerge vermişlerdi..
Tepebaşı belediyesi, Yeşiltepe için kat artırımlarını da içeren bir plan çalışması yapmış, bunu Büyükşehir'e incelenmek üzere göndermişti..
Büyükşehir Tepebaşı belediyesinden gelen plan değişiklerini incelemiş, planları çağdaş planlama tekniklerine aykırı ve yetersiz olduğunu gerekçeli detayları içeren açıklamalı teknik bir raporla Tepebaşı belediyesine iade etmiş.. Tepebaşı Belediyesinin 2012 yılında da benzer bir plan çalışmasını iade etmişti..
Büyükşehir Belediye başkanı Akademi başkanlığından, Büyükşehir Belediye başkanlığında geçen süreler içinde katıldığı bütün sempozyumlarda, panellerde hep düzenli ve 'çağdaş kentleşme modellerinden' bahsederdi..
Hatta bu görüşlerini, önermelerini kitapçık haline getirmiş ve çeşitli dönemlerde, bu görüşlerini dönemin belediye başkanlarına da takdim etmiştir.
O zamanlar, henüz kentin nüfusu 150 binler civarındaydı.. Sonraları çevreden gelen göçlerle özellikle şimdi adı Tepebaşı belediyesi olan kat artırımı istenen mahallelerde hızla göç dalgası ve yerleşimler oluşmuş nüfus geometrik olarak artmıştır..

ESKİDEN BAHÇELERİ VARDI..
2000' lerin başına kadar, Bağlar, Bahçelievler, Tunalı, Ömerağa, Güllük, Tunalı, Kumlubel, Zafer, Sütlüce, Şirintepe bu kadar yoğun yapılaşma yoktu..
Evler genelde, Briket, Kerpiç ya da durumu biraz iyi olanların KOFTER yığma tuğladan yaptıkları, tek katlı müstakil evleri vardı. Mantar gibi yeni mahalleler kuruldu.
Bu evlerin çok büyük bir çoğunluğu, imar dışında yapılmış kaçak yapılardı. Ne doğru dürüst projeleri, ne de ruhsatları, ne de iskan raporları vardı.
Oy kaygısıyla çıkartılan İmar aflarından yararlanarak, elektrikleri, suları bağlandı. Sonra yol istediler, park istediler, okul istediler, Pazar istediler, sağlık ocağı istediler..
Sırasıyla bunlar da geldi. Göçler durmadı. Kırsal alanda yaşayanlar, tarlasını, bağını satıp bu bölgelere yerleştirildiler.. Koloniler oluştu adeta.
Bu bölgelerin bir çoğunda imar planları yoktu.. Popülist politikalarla, Tarım arazileri de delik deşik edilmişti..
Vişnelik, Kırımızı toprak, Osmangazi, Gökmeydan böyle elden çıkıvermişti.. Mevzi imar planları ile işler hallediliyordu?
Tarla vasfında olan bu alanlar, arsa simsarları tarafından uyduruk krokilerle hisselendirilerek vatandaşlara satıldı. İşte, sorunun temelinde bu var. Çarpık kentleşmenin ilk adımları böyle atılmıştı..
O günler bilmeyenler bugünü anlayamazlar.. Çamurlu, tozlu yollardan Avrupai bir kent durumuna kolay gelinmedi!
BİZ BURALARDA BÜYÜDÜK..
Yeni-Eski bağların 'bağları' kalmadı
Bahçeli evlerin bahçesi meyve ağaçları kalmadı.
Çamlıca'nın çam' ı yok.
Yeşiltepe'nin yeşil'i yok.
Şirintepe'nin şirinliği yok.
Sütlüce'nin sütü kalmadı..
Vişneliğin vişne bahçeleri yok edildi..
Böylemi olsun..
Şimdi geçmişin hatalarını çekiyoruz. Fırsatları kaçırıyoruz.
Neden?
Çünkü akılla hareket etmiyoruz, geleceğimizi düşünmüyoruz...
Düşünen, çözüm üreten Büyükerşen'i de dinlemiyoruz..
Halbuki ilk kentsel dönüşümü gerçekleştiren isimlerden biridir..
Hatırlayın 1999 depremini..
Ne çabuk unuttuk?
İlk dönüşüm Porsuktan başladı..
Tabii afetlerin risklerini azaltma projesi..
Porsuğun üzerinde ne kadar köprü varsa yıkıldı yeniden yapıldı..
Yeni büyük Avrupai ölçekte dev parklar yapıldı.
Ulaşım da dev adımlar atılarak, toplu taşımanın can damarı olan Tramvay ulaşım sistemine geçildi.
Kapalı otoparklar yapıldı.
Bulvar yol düzenlemeleri yapıldı.
Yeni, 25 bin ölçekli nazım imar planları yapıldı.
Su havzaları koruma altına alındı.
Alt yapı, baştan aşağıya yenilendi.
O kadar çok dönüşüm yapıldı ki..

Dönüşüm denilince, nedense aklımıza kentler geliyor?
Halbuki afet riskli alanlar projesi yapıldı, bakanlıkta bekliyor.
Küçük sanayi sitesi de öyle..
Gündoğdu da öyle..
Çok önemli bir projeler..
Sürekli Engeller çıkartılıyor.

Şimdi de Yeşiltepe…
Kat isterim de isterim..
O zaman herkes ister..
Şehrin içine sıçarız..
Merak edenler sokak, sokak bir dolaşsın..
Tepebaşının her mahallesini, sokağını deyim yerindeyse geçmişinden günümüze gelen safhaları adım adım bilirim..
Mesela Derman caddesine bir bakın?
Ne dediğimi anlarsınız?