TOM Barrack demiş ki SDG eşttir PKK’ dır. Onlara borcumuz yok, söz yok. Devlet falan kurdurtmayız..

Türkiye Cumhuriyeti devleti ne diyordu? PKK= YPG=PYD= PJK= SDG.
Bunları biziler söylediğimiz zaman hayır YPG terör örgütü değil deyip yüzlerce tır dolusu silah yardımı yapmışlar, eğitip donatmışlardı.
Bunlar belgelenmişti.

T.C devlet inin yıllardan beri söylemleri bu değil miydi?

PKK, ABD içinde bir terör örgütü değil miydi? YPG’ de terör örgütü... Hani onu bilerek mi söyledi bu cümleyi bilmiyorum. Bu bir itiraf..
Yani biz yıllarca ABD ile savaşmadık mı? Yıllarca Türk milleti 50 bin şehit vermedi mi?
Yıllarca trilyon dolar para akıtmadık mı?
Bunun hesabını kim verecek?
Utanmaz adamlar şimdi itiraf ediyorlar.
Öyleyse bundan böyle onlarla işbirliği yapmamaları gerekir. Terör örgütü silahları göstermelik olarak yakmak mecburiyetinde kaldı.

Zaten, PKK uluslararası desteği olmadan ve siyasi ayağı olmadan ayakta kalabilecek bir örgüt değil. 50 yıldan beri ayakta kalma başarısı bu iki desteğe bağlıydı.
Tıpkı FETÖ gibi.
FETÖ’ nün her zaman kurulduğu günden beri hep yanında bir siyasi ayak olmuştur. O siyasi ayak da iktidar olmuştur.
Bunu, AKP de yöneticilik yapmış olan Emre Cemil Ayvalı açık kanalda canlı TV programında itiraf etmiştir..
Ne zaman iktidarla mücadeleye başladı? 17-25 Aralık sonrası olduğu gibi bu seferde, muhalefeti ele geçirmiştir.

İkinci uluslararası ayağı, Amerika Birleşik Devletleri'dir. Şimdi bu bakın bu sürecin sonunda sıra FETÖ' ye de, onun siyasi ayağına da gelecek, gelmelidir.
Yani PKK'ya geldiği gibi sıra FETÖ' ye de gelecek.
Yani FETÖ' cüler bir anda PKK'nın silah ya da silah yakması karşısında, bakın, bütün firari askerler dâhil bir anda millici oluverdiler.
Aman bu tuzaklara dikkat!
PKK silah bırakıyor diye, biraz zorlarına gitmişler herhalde.

FETÖ' cüler ile NATO ‘cular arasında fark yok. Atatürkçü kılıklı
NATO’ cuyla FETÖ' cü arasında hiç bir fark yok.

Aman dikkat!

Bunlar öyle bir sızmışlar ki? Zaten ikisi de görüntüde aynı sembolleri kullanıyorlardı. Bunu gerçek Atatürkçüler, Cumhuriyetçileri, yurtsever devrimcileri ayırarak söylüyorum.
Atatürk milliyetçilerini, ülkücüleri ayırarak söylüyorum..

Rozetlerini takıp, asker kılığında, 15 Temmuz darbe girişiminde bulundular. NATO'ya ve CENTO' ya bağlıyız diye de bildiri bile yayınlamışlardı.
12 Eylül cülerde aynıydı.
12 Eylül cüler FETÖ' cü müydü? Hayır,
Onlar NATO’ cuydu.
12 Martçılar NATO’ nun faşist kanadıydı.
Anlatabiliyor muyum?

Dolayısıyla PKK ve bölücüler tarafından, TOM BARRACK MIT ajanı ilan edildi.
30 tane tabela örgüt İngilizce bildiri yayınladılar. Amerikan yönetim bunu geri çeksin diye.

Bu süreci o yani küresel global yani bölgesel süreci okuyamayan andavallılar da bunun küresel güçlerin bir savaşı olduğunu hala çözemiyorlar.
Yani Arap Baharı diye başlayan, Amerika'nın içinde olduğu süreç, bölgeden İngiltere'nin temizlenmesi, Fransa'nın temizlenmesi.

Niye Fransa cıyak cıyak bağırıyor?

İngilizler, niye hala bir şeyler yapmaya çalışıyor bölgede? Çünkü Amerika SYKES-PİCKOT antlaşmasını da gündeme getirerek dedi ki; bunların çizdiği haritalar çok kötüydü.
Peki, neydi bu antlaşma? 1916 yılında birleşik krallık ve Fransa arasında imzalanan Rusya ve İtalya tarafından onaylanan; Osmanlı imparatorluğunun parçalanması durumunda, karşılıklı olarak kabul edilen etki ve kontrol alanlarını tanımlayan gizli bir anlaşmadır.

Bunu ABD/ pentagon çok iyi biliyor..

Böyle olmaz. Bu anlaşma yenilensin falan diyor... Şimdi o yüzden bu
TOM BARRACK, Trump’ un Suriye özel temsilcisi Amerika, İngilizlerin ve Fransa'nın özellikle bölgedeki etki alanını sıfırlayıp Suriye diye bir devlette hegemonya sahibi oldu.

Türkiye’nin tutumu çok net

Bölgede PKK, YPG' ye ve diğer terör guruplarına yer yok.
Tek bir şansları var. Suriye yönetimine şartsız entegre olacaklar.

Bugüne kadar biz bir Amerikalı yetkiliye açıktan PKK eşittir YPG dedirtemedik ki. Hatırlayın, Türkiye dış işleri yüzlerce rapor hazırladı, bavullarla bu belgeleri ABD’ nin yetkililerine göndermişti.

Suriye özel temsilcisi.
Eski, ABD TÜRKİYE büyükelçi James Fraklin Jeffrey idi. O bile böyle bir şey söylemedi. Türkiye’ye çok yakındır. Türkçe çok iyi bilirdi.
Bu çok enteresan bir durum değil mi? Türkiye büyükelçisi ama, aynı
zamanda Suriye özel temsilcisi..
Peki, hangi mantıkla analiz etmek gerekiyor?
Tüccar mantığıyla bakın olaya.
Hatırlıyor musunuz?

Trump diyor ki, ben Amerika Birleşik Devletleri başkanıyım. Amerika’nın çıkarları öndedir..
Irak'ta, 2003'ten itibaren 7 trilyon dolar harcadım ve elimizde hiçbir şey yok.
Bir açıklaması var. Hatırlar mısınız? 7 trilyon dolar harcadık ama ben Amerikan başkanı olarak Bağdat Havalimanı'na uçağın ışıklarını söndürmeden inemiyorum. Yani güvenliğim bile yok diyordu.

7 trilyon dolar harcadığı bir ülkede elde hiçbir şey yok. Ama Türkiye'nin sayesinde İngiltere ve Fransa'yı dışlayan ama Suriye gibi bir coğrafyada hegemonya sahibi olacağı ya da etki yaratacağı bir yer sahibi oldu.

Şu anda taş atmadan, faturayı İran'a çıkarttı.
Sadece, PKK'lara silah verdi. YPG’ yi donattı eğitti. Şimdi şöyle diyecek göreceksiniz. Sizlere verdiğimiz silahları geri verin artık ihtiyacınız yok diyecek.
Vermezsen, Türkiye ye diyecek ki bombala.
Şöyle demiş ki; biz kimseye hiçbir şey dikte etmiyoruz. SDK+ SDG dediğiniz YPG' dir.
YPG de PKK'dır.
Amerikalılar arasında şöyle bir duygu var. Onlarla ortaktık. Biz onlara borçluyuz. Onlara bir devlet içinde bağımsız devlet kurma hakkı borçlu değiliz. Onlara borçlu olduğum şey şu.

Barış sürecinde bir yol sunma borcumuz var.
Bu kadar. Bu yeni rejimde tek Suriye ile nasıl bütünleşecekleri konusunda makul olunması gerekiyor. Suriye şunu savunuyor. Federal bir sistemle Suriye olamaz.
O ilk açıklamasında Suriye'de söylediklerinde de bu vardı zaten. İşte
Suriye'de federalizm seçeneği yok cümlesinin, farklı söylenmiş hali.
Tek bir yapı olacak.

Bu çıkarları birleştirmeye çalışıyorlar. Suriye yönetimi için SDG için çok zor bir konu.
Mart ayında bir anlaşma vardı. İlkesel mutabakata vardılar. İşe yaramadı. Neden işe yaramadı? Çünkü herkes ayrıntılar belli olmadan acele bir mutabakata vardı.

Ayrıntılar çok önemlidir. Şimdi ayrıntıları netleştirme, herkesi bir araya getirme stratejisi yeniden ele alınıyor. Amerika şunun çok farkında. Bölgede Türkiye’ siz bir masa olamaz.

SDG, Amerika’nın kendisine borçlu olduğunu düşünüyor. Amerika size makul davranma konusunda borcumuz var diyor. Ama siz makul olmazsanız başka alternatifler gündeme gelir diyor.

Ne gibi alternatifler? Dedim ya size. Türkiye'de koordinatlar şurası bombalayın derler. O silahları vermiyorsan iadesini ister.
Ver der her şey biter.

Hani dedi ya Hakan Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ya orada kendileri yok olacaklar, silahları bırakacaklar ya bıraktırılacak diye. Yani bayağı bir yol yolunu girmiş..
Bu sürecin enfekte olmaması için ciddi bir çalışma yapılıyor. Hem umut var, hem de temkini elden bırakmak istemiyor.
Türkiye olmadan denklem kurulamaz..